2019 yılında başlayan salgın, dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'de de uzaktan eğitimin yaygınlaşmasına neden oldu. Uzaktan eğitim, ilk kez bu kadar yaygın bir şekilde gerçekleşti. Ancak bu süreç, öğrencilerin okul alışkanlıklarında ciddi değişimlere neden oldu. İki yıldır, okullar tam anlamıyla açık olmadığı için de pandemi sonrası çocuk okula nasıl alıştırılır sorusu da sorulmaya başlandı. Peki Covid sonrası okula uyum nasıl olmalı? Öğrenciler okula nasıl hazırlanmalı?
Aşının bulunması ile okullarda tam açılmaya gidileceği Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklandı. Öğrenciler ve öğretmenler de uzun bir aradan sonra yüz yüze eğitim geçilmesinden memnun olduklarını dile getirdiler. Ancak, iki yıldır yüz yüze eğitim tam anlamıyla gerçekleşmiyordu; bu durumda salgın sonrasında öğrenciler okula nasıl adapte olacaklar? Öğretmenler bu süreci nasıl yönetmeliler?
Öğrenciler Açısından Durum Değerlendirmesi Yapılmalı
Genel olarak çocukların, 6- 7 yaşında akademik eğitime başlaması; zorunlu olarak 12 yıl okuması kanunlarımızda da yeri alan bir uygulamadır. Yani bir çocuğun 18 - 19 yaşına kadar okumaktan başka bir işi yoktur. Ancak son iki yıldır çocuklar tek uğraşları olan okullarına uzaktan devam etmekteydi. Bu onlar için gerçekten zor, sindirilmesi ve kabul etmesi uzun sürecek olan bir dönemdi. Bu yaştaki çocuklar şu duygular ile baş başa kaldı:
- Belirsizlik ( Okullar ne zaman açılacak, okullar ne zaman tatil edilecek, okullar tam açılacak mı soruları)
- Tamamlanmamışlık ( Uzaktan eğitim yararlı mı, uzaktan eğitim yüz yüze eğitimin yerini tutar mı, okullar neden kapatılıyor soruları)
- Korku ( Lisede iki yıl eksik eğitim aldım bu durum üniversiteye giriş sınavını etkileyecek mi, üniversiteye giriş sınavı kolay olacak mı, ÖSS okullarda işlenmeyen konuları sınava dahil edecek mi soruları)
- Kaygı (Eğitim hayatımın yarısı gitti, benden önce mezun olanlar daha kolay iş bulacak, staj yapamazsam mezun olamam sorular)
- Özlem ( Okulumu çok özledim, okulumun en kötü halini bile özledim, en sevmediğim arkadaşımı bile özledim, keşke öğretmenime sarılabilsem vs)
Elbette, ara ara gelen karantina dönemleri, tam kapanmalar yetişkinler için de zorlayıcı idi. Ancak yetişkinlerin birden fazla rolü, dolayısıyla birden fazla yapabileceği işler vardır. Örneğin bir öğretmen aynı zamanda annedir ve evde bazı sorumluluklar üstlenir; eştir eşine karşı yükümlülükleri vardır, komşudur komşuları ile bağları vardır. Fakat, bir çocuk için bu durum daha risklidir çünkü bu kadar çok rolü yoktur ve kendisini önemli, "işe yarar" hissettiği, duygusal bir bağ kurduğu okuluna gidememektedir. Tüm bunlara ek olarak özellikle ergenlik çağında baskın olan akranlarla bulunma isteğini karşılayan yegane yer olan okuldan mahrumdur. Haliyle bir öğrencinin salgın sonrası okula dönüşü sancılı bir süreç olabilir.
Çocuklarla Okul Açılmadan Önce Motivasyon Çalışmaları Yapılmalı
Motivasyon çalışması, oryantasyonun yani adaptasyonun ilk aşamasıdır. Çocuklar, okula başlamada önce bu desteği evde ebeveynlerinden ya da rehber öğretmenlerinden almalılar. Onlara, okulların açılmasının önemli olduğunun hissedilmesi, kapanma döneminde yaşadığı duygu değişimlerinin daha az yaşanmasına katkı sağlayacaktır.
Öğrencilerin nelere ihtiyaçları olduğu belirlenmelidir. Buradaki ihtiyaç maddi değil duygusal ihtiyaçlardır. Çocukların akranları, öğretmenleri ve okulla daha çok zaman geçirmesi sağlanmalıdır. Örneğin bir okul sonrası etkinlik planlanabilir, öğretmen - öğrenci buluşması yapılabilir.
Dijital Detoks Bu Süreci Kolaylaştırır
İki sene boyunca sürekli dijitalle baş başa kalan çocuklarda dijital bağımlılık olabilir. Okullar açıkken en azından 8 - 10 saat zorunlu dijital detoks yapan öğrenciler, iki senedir okulları da dijital dünyaya taşıdılar. Bu durumda, onların bu sınırı yeniden çizmeleri, zamanı yönetmeleri gerekir. Ergenlerde dijital detoks şu şekilde sağlanabilir:
- Telefon, televizyon bilgisayar ve tablet bu dijital detoksa dahil olan cihazlardır.
- Özellikle gece yatmadan bir saat önce telefon ya da bilgisayardan uzak durulmalı.
- Yatakta kalma süresini uzattığı için sabah, yatakta telefon ile vakit geçirilmemeli.
- Günde en az 3 saat dijital detoksa dahil olan cihazlardan uzak durulmalıdır. Bunu gece yatmadan önceki 1 saat, sabah 1 saat ve yemek (öğünler) yerken şeklinde planlanabilir.
- Dijital detoks, aslında tüm ailenin uyması gereken bir plandır. Bir çocuk, sabah kahvaltı yaparken ebeveynlerin elinde telefon görürse bu detoks, hiçbir şey ifade etmeyecek, uzun süreli olmayacaktır.
Sabah Erken Kalkmak ve "Gündüz Yaşamak" Çocuğa Yeniden Empoze Edilmeli
Lise çağındaki pek çok gencin, uyku düzeni bozuldu. Bunu uzaktan eğitime olan katılımların, özellikle sabah olan derslere, azalmasından da anlayabiliyoruz. Çocuk, uzaktan eğitimi "değersiz" ve "işe yaramaz" olarak değerlendirdiği için okul yokmuş gibi davrandı. Bu da bazı gençlerde gündüz uyumak gece ayakta kalmak olarak nüksetti. Gece, doğal olarak sosyal bir çevreye dahil olmayan genç, bilgisayar oyunlarına yöneldi. Ancak, okullar yeniden sosyal bir çevre yaratacak ve gençler, yeniden öğrenci rollerine bürünecek. Bu durumda gündüz yaşamaya alışmak gerekmekte.
Vücudumuzun fiziki bir duruma alışma süresi 15 - 30 gün arasındadır. İlk 15 gün vücut bu durumu kabullenir, sonraki 15 gün ise bu durumu benimser. Bu nedenle okullar açılmadan en az bir ay önce, erken kalkma alışkanlığının edinilmesi gerekmektedir. Uyku düzeni ile birlikte yapılan dijital detoks, gençleri ve çocukları okula zihnen ve bedenen adapte edecektir.
Çocukların Adaptasyon Becerisi Yetişkinlerden Daha Fazladır
Çocukların uyum sağlamaları, yetişkinlere göre daha hızlıdır. Bu bakımdan, doğru hamleler ile çocuklar yeniden okula uyum sağlayabilir. Burada dikkat edilmesi gereken kurallardan taviz vermemek, "okulların açılmasına çok var" diyerek bu süreci ötelememektir.
Kaynakça
Ertuğ Can. Türkiye’de açık ve uzaktan eğitim uygulamaları. DergiPark Açıköğretim Uygulamaları ve Araştırmaları Dergisi Archive Volume 6, Issue 2
Aras Bozkurt. Koronavirüs (Covid-19) pandemi süreci ve pandemi sonrası dünyada eğitime yönelik değerlendirmeler: Yeni normal ve yeni eğitim paradigması. DergiPark Açıköğretim Uygulamaları ve Araştırmaları Dergisi Archive Volume 6, Issue 3