Geçmişten Günümüze Eğitim ve Okul Kavramı

Okul; eğitim ve öğretimin, önceden belirlenmiş bir program takip edilerek özel yetiştirilmiş uzmanlar (öğretmenler ve idareciler) tarafından sistemli bir şekilde verildiği kurumdur. Okullar, fiziki ve canlı unsurlar ile meydana gelir. Fiziki olanlar sınıf, tahta, sıra gibi nesneler; canlı unsurlar ise öğrenciler, öğretmenler ve okul yöneticileridir.

Okul bir öğrenme ortamıdır. Okul ve okullaşma, insanlık tarihine göre yeni olsa da eğitim yeni bir kavram değildir. Hatta eğitim, insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanlar, toplu halde yaşamaya başladığı andan itibaren eğitim de başlamıştır. Ancak okulun sosyal bir kurum olması; eğitimin ise bir bilim olmasının tarihi eğitime göre çok yenidir.

İlk Çağda Eğitim Nasıldı?

İlk Çağ derken kastedilen yazının icadı ile İsa'nın doğumunu izleyen M.Ö 4- 5 yüzyılı kapsayan dönemdir. Bundan önce, yazının icadı olmadığı için takip edilemez ve karanlık dönem olarak adlandırılır. Bu devre hakim olan uygarlıklar şunlardır:

  • Türkler
  • İranlılar
  • Çinliler
  • Hintliler
  • Sümerler
  • İranlılar
  • İsrailliler
  • Yunanlılar
  • Romalılar

Dolayısıyla okulun tarihini hem Doğu hem de Batı medeniyetlerine gözden geçirmek daha doğru olacaktır.  İlk Çağ, her iki medeniyet için önemlidir çünkü eğitimin okullaşması, yazının icadının etkisi ile bu dönemde başlamıştır.

İlk Çağ döneminde genel eğitimin gündelik hayata yönelik olduğu düşünülüyor. Bu eğitimin de aileler tarafından verildiği bilinmektedir. Genelde kız çocuklarına ev işleri, terzilik, nakış, kumaş yapma gibi işler; erkeklere ise zirai işler, askerlik, demircilik gibi işler öğretilirdi.  Bir usta - çırak ilişkisi içinde, bugünkü formal eğitimden uzak bir eğitim söz konusu idi. Bu dönemlerde kültürel temaslar da çok azdı çünkü ulaşım ve iletişim bugünkü anlamıyla gelişmiş değildi. Dolayısıyla kişilerin düşünce dünyaları sınırlı, batıl inançlara meyyal ve tutucu idi (kaynak). Eğitimin sadece aile içinde sınırlandırılması da bu durumda çok etkili bir unsurdu.

Tarım Toplumunda Okul ve Eğitim

Avcılık - toplayıcılık döneminden tarım toplumuna geçiş eğitim ve okulu meydana getiren en önemli gelişmedir. Tarım, insan kişiliğinde önemli değişikliklere neden olmuş.

  • Toprağın ekimi hazır hale getirilmesi,
  • Toprağı işlemek için aletlerin yapılması ve kullanılması,
  • Suyun kontrol edilmesi ya da uzak noktalara taşımak için kanalların yapılması,
  • İklim koşullarına göre meyve - sebze seçilmesi,
  • Havanın tahmin edilmesi gibi yeni unsurların insan hayatına girmesi eğitimin de karmaşık hale gelmesine neden olmuştur.

Tarım toplumlarında bir diğer önemli gelişme ise nüfustur. Tarım, ilkel aletler ile yapıldığında iş gücü gerektiren bir iştir. Hal böyle olunca aile üyeleri ziraat ile meşgul olmuş ve bir süre sonra çocuklara eğitim verecek bir zaman dilimi ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla okul ve eğitim bir ihtiyaç haline gelmiştir.

Sümerler zamanında yazının icadı ve kullanılması, medeniyetlerin gelişmeye başlaması eğitimi zorunlu hale getirmiştir. En önemli gelişme ise buğday, darı gibi depolanabilen ürünlerin çoğalması ve sosyal yapının karmaşık hale gelmesidir.

İlk olarak okullar şuralarda kurulmuştur:

  • Mısır
  • Babil
  • Hindistan
  • Yunanistan
  • Roma
  • Çin

Ancak bu okullar, sadece asil ailelerin çocuklarına özeldi. Eğitimin tabana kadar yayılması, sanayileşme ile meydana gelmiştir.

Sanayii Toplumunda Eğitim ve Okul

İmparatorluk dönemlerinde eğitim üst sınıfa ve asil kana mahsustu. Halkın ya da tebaanın eğitim alması ya asgari düzeyde idi ya da yoktu. Öyle ki "katip" denilen bir meslek grubu sadece okuma - yazma bilenlerden meydana geliyordu. Ancak, cumhuriyet yönetim şekli ve tarım toplumdan sanayi toplumuna geçiş bu durumu tersine çevirmiştir.

Sanayileşme, fabrikaların kurulması dolayısıyla şehirleşmenin de başladığı bir dönemdir. Üretimin seri olması, nitelikli insan gücüne olan ihtiyacı arttırmıştır. Bu aşamada okul ve eğitimin çehresi değişmiştir. Modern okullar, yani meslek edinme amaçlı olan okullar, yaygınlaşmaya başlamıştır. Dolayısıyla Endüstri Devrimi ile bugünkü formal eğitim yaşıttır denilebilir.

Modern anlamda okul bir kamu aracı olarak görülüyordu çünkü üretimin devamını ancak okullu olanlar sağlıyordu. 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Avrupa'da eğitim hem temel bir insan hakkı hem de sanayi için uygun bir iş gücü ihtiyaç olarak görülmüştür.  Günümüzde de hala amaç bu şekildedir.

Medrese, Mektep, Okul Kavramları

Medrese Arapçadır ve "derase" kökünden gelir. Derase "bir şeyi ezberlemek, belleğe almak" anlamındadır. Medrese ise ders işinin yapıldığı ve öğrencilerin olduğu binadır.

Mektep de Arapçadır ve "ketebe" kökündendir. Medrese ile hemen hemen aynı anlamdadır. Mektep de kitap okutulan yer anlamında gelir. Osmanlıca da medrese ve mektep kavramı varken bugün okul kavramı vardır.

Okul, Dil Devrimi zamanındaki "uydurma" sözcüklerdendir. Büyük ihtimalle "okumak" kökü ile ya da "ekol" sözcüğü ile ilişkilidir.

Bu üç kavram, Doğu'nun eğitime bakışını da göstermektedir. Abbasiler Döneminde başlayan eğitim - medrese kültür, Nizamülk ( ö. 1092) tarafından ilk medreselerin kurulması ( Nizamiye Medresesi) ile formal hale gelmiştir. Ancak bazı kaynaklar ilk medresenin 960 yılında Nişabur'da inşa edildiğini söylemektedir. Dolayısıyla Doğu'da 10 - 11. yüzyılda formal eğitimin olduğu var sayılabilir.

Kaynakça

Kitaplar:

  • Sarı, Hayri. (2016). Eğitim Bilimine Giriş: Okul, Öğretmen ve Öğrenci. Nevşehir (Online Erişim)
  • Aslan, Mehmet (2009). Eğitim Bilimine Giriş. Ankara
  • Başaran, İbrahim (1994). Türkiye Eğitim Sistemi. Ankara

Makaleler

  • Hızlı, Mefail (1987). Kuruluşundan Osmanlılara Kadar Medreseler. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Sayı: 2, Cilt: 2.
  • Bozkurt, Nebi. "MEDRESE", TDV İslâm Ansiklopedisi (Erişim) 06.09.2021).
Diba B. Külekci

Diba B. Külekci

Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeniyim. Yedi yıldır editörlük yapmaktayım. Marka yönetimi, organik yükselme alanlarında uzmanlaştım.